.jpg)
"Ey iman edenler!Zandan çok sakının.Çünkü zannın bir kısmı günahtır.
Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın.Kiminiz kiminizi gıybet etmesin.
Hiç sizden biriniz ölmüş kardeşinin cesedini dişlemekten hoşlanır mı?
İşte bundan hemen tiksindiniz!
Öyleyse Allah'ın azabından korkun da bu çirkin işten kendinizi koruyun.
Allah tevvabdır,rahimdir"(Hucurat,12)
Unutulan ya da önemsenmeyen günahlardan biridir:GIYBET halk arasındaki adıyla Dedikodu!
Maalesef bazı kesimlerce günah olarak bile addedilmez bu yaptıkça yapasımız gelen fiil...
İnsan bir başladı mı birini çekiştirmeye ardı arkası gelmez...
öyle kaptırır ki kendini,bundan zevk alır,adeta aşka gelir,anlatır anlatır...
Hatta büyükler, gıybet yapan kişinin ağzına şeytanın bal sürdüğünü söylerler..
Bilimsel olarak da o esnada insanın kan basıncının arttığı,adrenalin hormonunun salgılandığı,kalp atışlarının hızlandığı gözlemlenmiş...
(gıybetin bile bilimsel bir yönü varmış)
Peki gıybet nedir?
Anlaşılır haliyle başkasını çekiştirmek diyebiliriz,ancak çekiştirmenin boyutu kişiye göre değişebileceğinden,tanımı daha açık şöyle anlatabiliriz:
Bahsi geçen kişinin yanında da aynı şeyler konuşulduğu halde bundan hoşlanmayacağı her şey gıybete girer.
Örnek olarak arkadaşınızın son günlerde ne kadar da çok kilo aldığından bahsediyorsunuz,ve söz konusu arkadaş kilolarından bahsedilmesinden nefret ediyor,işte bu yaptığınız gıybetin ta kendisi olmuş oluyor..
Pekii bu durumda ne yapılır?
Önce kişinin bunun gerçekten günah olduğuna inanması gerekiyor.çünkü günahı küçümsemek yaptığınız şeyden daha büyük bir birşeye sebebiyet verebilir.(bknz ebedi mutluluk günah ve tevbe)
günah olduğunu idrakten sonra tevbe kurnasında yıkanmak ve arkasından arkadaşınızdan helallik dilemeniz gerekiyor,hatta bir çok alim bu konuda helalik istenirken söylenen şeyi o kişiye harfiyen tekrar edilmesi gerektiğini söylüyorlar,bazı alimlerse bunu karşı taraf helalik istemenizin sebebini sorarsa o zaman söylenmesi gerektiği taraftarı..
Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın.Kiminiz kiminizi gıybet etmesin.
Hiç sizden biriniz ölmüş kardeşinin cesedini dişlemekten hoşlanır mı?
İşte bundan hemen tiksindiniz!
Öyleyse Allah'ın azabından korkun da bu çirkin işten kendinizi koruyun.
Allah tevvabdır,rahimdir"(Hucurat,12)
Unutulan ya da önemsenmeyen günahlardan biridir:GIYBET halk arasındaki adıyla Dedikodu!
Maalesef bazı kesimlerce günah olarak bile addedilmez bu yaptıkça yapasımız gelen fiil...
İnsan bir başladı mı birini çekiştirmeye ardı arkası gelmez...
öyle kaptırır ki kendini,bundan zevk alır,adeta aşka gelir,anlatır anlatır...
Hatta büyükler, gıybet yapan kişinin ağzına şeytanın bal sürdüğünü söylerler..
Bilimsel olarak da o esnada insanın kan basıncının arttığı,adrenalin hormonunun salgılandığı,kalp atışlarının hızlandığı gözlemlenmiş...
(gıybetin bile bilimsel bir yönü varmış)
Peki gıybet nedir?
Anlaşılır haliyle başkasını çekiştirmek diyebiliriz,ancak çekiştirmenin boyutu kişiye göre değişebileceğinden,tanımı daha açık şöyle anlatabiliriz:
Bahsi geçen kişinin yanında da aynı şeyler konuşulduğu halde bundan hoşlanmayacağı her şey gıybete girer.
Örnek olarak arkadaşınızın son günlerde ne kadar da çok kilo aldığından bahsediyorsunuz,ve söz konusu arkadaş kilolarından bahsedilmesinden nefret ediyor,işte bu yaptığınız gıybetin ta kendisi olmuş oluyor..
Pekii bu durumda ne yapılır?
Önce kişinin bunun gerçekten günah olduğuna inanması gerekiyor.çünkü günahı küçümsemek yaptığınız şeyden daha büyük bir birşeye sebebiyet verebilir.(bknz ebedi mutluluk günah ve tevbe)
günah olduğunu idrakten sonra tevbe kurnasında yıkanmak ve arkasından arkadaşınızdan helallik dilemeniz gerekiyor,hatta bir çok alim bu konuda helalik istenirken söylenen şeyi o kişiye harfiyen tekrar edilmesi gerektiğini söylüyorlar,bazı alimlerse bunu karşı taraf helalik istemenizin sebebini sorarsa o zaman söylenmesi gerektiği taraftarı..
Düşünün Ayşe adında biri hakkında konuştunuz ve biliyorsunuz ki bu bir gıybet,tevbe ettikten sonra Ayşe'nin yanına gidiyorsunuz ve "kardeşim hakkını helal et" diyorsunuz,çoğu kimse zaten burda hakkını helal eder ama sizin kastettiğiniz şeyi helal etmiş olmuyor,o yüzden en doğrusu kardeşim ben hakkında konuştum Allah affetsin,pişmanım ne olur bana hakkını helal et,işte bu noktada bir çok insanın da merak edebileceği gibi Ayşe de merak edecektir acaba hakkımda ne konuşuldu ve eğer size bunu sorarsa kaçar yolu yok ne konuştuysanız hakkında
itiraf etmeye mahkumsunuz,gerçi eğer böyle bir durumla biz karşılaşırsak olur ya birgün bize helallik istemeye gelirlerse en doğrusu karşı tarafı daha fazla zor duruma sokmaya gerek yok,zaten ayağınıza gelene kadar kim bilir ne zorluklar çekmiştir,nefsini nasıl ikna etmiştir,helal edin gitsin çünkü aynı duruma siz de düşebilirsiniz...
Pekiii helalik istemesek olmaz mı?
Biliyoruz ki Allah tevvab ve rahim.(yukarıdaki ayette de geçiyor)
ancak yapılan günahların af şekli farklı farklıdır,gıybet günahı ise doğrudan başka bir kulla alakalı,yani kul hakkı mevzubahis,kul hakkında ise Allah celle celalühü kulların kendi aralarında bunu halletmesini istiyor,Bana kul hakkıyla gelmeyin nidasını hatırlarsınız..
işin en zor kısmı da bu aslında..
helalik isterken ezilip büzülüyor insan,belki karşı taraf hakkını helal etmeyecek belki böyle birşey yaptığınızdan ötürü size kırılacak,birçok zorluğu var bu işin,ancak herşeyde hayır olduğu gibi bunda da elbette hayırlar gizli..
dünyadayken bile bu iş bu kadar zorsa ahiretini düşünemiyor insan ve bir daha yapmamanız için de bir sebep oluyor..
Yapıp da helallik isteyeceğime hiç yapmam daha iyi diyor insan..
Aldandıklarımız
Bazen vicdanı rahatlatmak için insanlar şu bahanelere sığınıyorlar;
Ayşe yine bahsi geçen şahıs olsun(bütün ayşelerden helalik istiyoruz:)
Hakkında konuşmuş olalım,helalik istememek için nefis şunları mırıldanıyor,
"Yahu ben de suç yok ki ben onun yaptıklarını anlattım doğruları söyledim"
biz de ey nefis diyoruz zaten sen doğruları söylediğin için gıybet ettin,eğer hem hakkında konuşmuş hem de yalan yanlış şeyler söyleseydin,iki kere cezaya müstehaktın,çünkü işin içine bir de iftira soktmuş olurdun ki,iftira kalbe saplanan dehşetli bir oktur..
Nefis devam eder,"tamam arkasından konuştum ama ben onu ayşenin yüzüne de söylerim,buna ne diyeceksin?"
iyi de nefis kardeş biz, kim yüzüne karşı daha rahat söyleyecek yarışması yapmıyoruz ki.. zaten yüzüne söylemen gerekiyor helallik için o ayrı,ancak kardeşinin kırılma olasılığını hiç mi düşünmezsin?
Bugüne gelicek olursak;dedikodu için adeta zaman mekan hazırlayan insanlarla içiçeyiz belki de bu insanların ta kendisiyiz,evlerde yapılan bazı toplantılar(altın günleri,para günleri),
kahvehane köşeleri ya da magazin izleme günleri,televizyon başlarında saatlerce başkası hakkında bir karalama duymak için harcanan vakitler..
itiraf etmeye mahkumsunuz,gerçi eğer böyle bir durumla biz karşılaşırsak olur ya birgün bize helallik istemeye gelirlerse en doğrusu karşı tarafı daha fazla zor duruma sokmaya gerek yok,zaten ayağınıza gelene kadar kim bilir ne zorluklar çekmiştir,nefsini nasıl ikna etmiştir,helal edin gitsin çünkü aynı duruma siz de düşebilirsiniz...
Pekiii helalik istemesek olmaz mı?
Biliyoruz ki Allah tevvab ve rahim.(yukarıdaki ayette de geçiyor)
ancak yapılan günahların af şekli farklı farklıdır,gıybet günahı ise doğrudan başka bir kulla alakalı,yani kul hakkı mevzubahis,kul hakkında ise Allah celle celalühü kulların kendi aralarında bunu halletmesini istiyor,Bana kul hakkıyla gelmeyin nidasını hatırlarsınız..
işin en zor kısmı da bu aslında..
helalik isterken ezilip büzülüyor insan,belki karşı taraf hakkını helal etmeyecek belki böyle birşey yaptığınızdan ötürü size kırılacak,birçok zorluğu var bu işin,ancak herşeyde hayır olduğu gibi bunda da elbette hayırlar gizli..
dünyadayken bile bu iş bu kadar zorsa ahiretini düşünemiyor insan ve bir daha yapmamanız için de bir sebep oluyor..
Yapıp da helallik isteyeceğime hiç yapmam daha iyi diyor insan..
Aldandıklarımız
Bazen vicdanı rahatlatmak için insanlar şu bahanelere sığınıyorlar;
Ayşe yine bahsi geçen şahıs olsun(bütün ayşelerden helalik istiyoruz:)
Hakkında konuşmuş olalım,helalik istememek için nefis şunları mırıldanıyor,
"Yahu ben de suç yok ki ben onun yaptıklarını anlattım doğruları söyledim"
biz de ey nefis diyoruz zaten sen doğruları söylediğin için gıybet ettin,eğer hem hakkında konuşmuş hem de yalan yanlış şeyler söyleseydin,iki kere cezaya müstehaktın,çünkü işin içine bir de iftira soktmuş olurdun ki,iftira kalbe saplanan dehşetli bir oktur..
Nefis devam eder,"tamam arkasından konuştum ama ben onu ayşenin yüzüne de söylerim,buna ne diyeceksin?"
iyi de nefis kardeş biz, kim yüzüne karşı daha rahat söyleyecek yarışması yapmıyoruz ki.. zaten yüzüne söylemen gerekiyor helallik için o ayrı,ancak kardeşinin kırılma olasılığını hiç mi düşünmezsin?
Bugüne gelicek olursak;dedikodu için adeta zaman mekan hazırlayan insanlarla içiçeyiz belki de bu insanların ta kendisiyiz,evlerde yapılan bazı toplantılar(altın günleri,para günleri),
kahvehane köşeleri ya da magazin izleme günleri,televizyon başlarında saatlerce başkası hakkında bir karalama duymak için harcanan vakitler..
Son olarak;
Bütün bu yazdıklarımı muhtemel daha önce okumuş,duymuştunuz..
Ümitsizlik oluşturması için değil,bir kez daha nefsimle beraber hatırlamak ve çevremizdekilere hatırlatmak için yazdım..
Gelin bu amellerimizi kemiren,kıldığımız namazları,tuttuğumuz oruçları ve nice yaptığımız güzel işleri kaybetmemize sebep olan şu işten kurtulalım.
Üç aylar himmetimiz gıybet etmemek olsun..
son olarak,bu konu hakkında elbette bir çok alimin yazısı ve düşüncesi mevcut Üstad Bediüzzaman'ın Mektubat'ında bu konuyla ilgili geniş billgi yer almakta..istifadenize..
hatta şu cümlede oradan alınmıştır:
Düşmanıma gıybetle ceza vermekten nefsimi yüksek tutuyorum ve tenezzül etmiyorum. Çünkü,gıybet zayıf, zelîl ve aşağıların silâhıdır.
Sonuç olarak bu günahtan kurtulmak için keşke yanımızda her daim hayırhahlarımız olsa ya da biz başkalarının hayırhahları olsak..
gıybet edilen bir ortamın konusunu değiştirmeye çalışmalı ya da hiçbir şey yapamıyorsak o ortamı terk etmeliyiz..
En doğrusu da bu konuyu tebliğ etmeli,toplumcak bundan kurtulmaya çalışmalıyız..
Allah hepimizi muhafaza buyursun,gıybetten de,kötü zandan da ve sair bütün günahlardan da..
Sonuç olarak bu günahtan kurtulmak için keşke yanımızda her daim hayırhahlarımız olsa ya da biz başkalarının hayırhahları olsak..
gıybet edilen bir ortamın konusunu değiştirmeye çalışmalı ya da hiçbir şey yapamıyorsak o ortamı terk etmeliyiz..
En doğrusu da bu konuyu tebliğ etmeli,toplumcak bundan kurtulmaya çalışmalıyız..
Allah hepimizi muhafaza buyursun,gıybetten de,kötü zandan da ve sair bütün günahlardan da..
4 yorum:
Müslüman olmayanın bile gıybetini yapmayacaksın. Çünkü bu bir kul hakkıdır. Yarın ahirette müslümanın hakkını ödemekten daha zor olacak müslüman olmayanın hakkını ödemek. Dikkat etmek lazım.
Efendimiz'in Ebu Cehil hakkında bile konuştuğunu gören olmamış, bizse kafamıza göre kimine kafir,kimine olmadık yakıştırmalarda bulunuyoruz..
oysa gunumuzde ne kadar cok yapılan hatta baskalarınıda cok guzel bırseymıs gıbı devamlı dahıl edildigi bır gunah sımdı dusundumde kendımızı kaptırıp farkında olmadan ne cok dedıkodu yapıyoruz
Rabbım gıybet yapmaktan sana sıgınırım
maalesef zehracım iki lafımızdan biri nerdeyse bir de dikkat edilmesi gereken başka bir nokta da söylediğin gibi başkasını etkilememek gerek,karşı taraf dinleyici konumunda bile olsa o da gıybet etmiş oluyor.
en çok rahatsız olduğum da bu,siz hassasiyet göstermeye çlışıyosunuz bu konuda biri gelip herşeyi alt üst ediyor..
Yorum Gönder