
Kur'an-ı nasılsa anlamıyorum okumamın ne manası var diyenlerdenseniz...
İmam Abdurrahman Ekkaf’a sormuşlar:
- Kur'an'ın, mânâsını bilmeden, anlamadan okuyan kimseye hiç tesiri olur mu?
Şöyle cevap vermiş:
- Birisi, ilaç alsa veya zehir içse, aldığı veya içtiği şeyin ne olduğunu bilmese bile, bunlar ona tesir eder. Kur'an niçin tesir etmesin? Kur'an daha çok tesir eder. Bir de, mânâsını bilerek okuyanlar üzerinde Kur'an'ın tesirinin nasıl olduğunu düşününüz.
İnsan, ilaç içtiğinde, maddî yapısındaki hangi noktalara müdahale edildiğini, hangi şifrelerin çözüldüğünü, hangi mekanizmaların harekete geçtiğini bilmemesine, bunları kendisi harekete geçirmemesine rağmen, o bilmeden, o ilaç, onun üzerinde tesirini gösterir.
Bünyeyi tanımayan bir taş parçasını Allah (c.c.) şifaya bahane yapar. Ona verdiği kimyevî şifreyi dua olarak kabul eder.
İnsan, sadece maddeden ibaret değildir. Nasıl, maddî bünyesine, maddî şeyler tesir eder; öyle de, ruhuna manevî şeyler tesir eder.
insanın manevî yanı, yani ruhu ve ruh ilimleri inkâr edilmeden, manevî şeylerin etkisi inkâr edilemez.
Alınan maddî gıdanın ağızdan girdikten sonra tesirini İnsan ayarlamadığı, minerallere ve elementlere yön vermediği gibi, manevî gıdanın tesirini de insan ayarlamaz.
Onun içindir ki, Kur'an'ın tesiri için mânâsını anlamak çok önemli bir avantaj ise de, tek şart değildir.
İnsan, anlamıyorsa, "Rabbim konuşuyor" düşüncesiyle dinleyebilir. Kalbinin ve aklının kulağını öyle açar.
Mânâsını anlıyorsa, "Rabbimin emirleri ve hakikatler bunlardır" diye tefekkür eder. O manevî sofradan istifadesi ziyadeleşir. Akıl, kalp ayağına daha güçlü destek vermiş olur.[1]
İnsan, anlamıyorsa, "Rabbim konuşuyor" düşüncesiyle dinleyebilir. Kalbinin ve aklının kulağını öyle açar.
Mânâsını anlıyorsa, "Rabbimin emirleri ve hakikatler bunlardır" diye tefekkür eder. O manevî sofradan istifadesi ziyadeleşir. Akıl, kalp ayağına daha güçlü destek vermiş olur.[1]
10 yorum:
Önyargılarımız ve çok suallerimiz bizi daha yola çıkmadan kaybettiriyor. Yani ben anlamıyorum ki okuyayım. Veya anlamıyorsam, okumayı da öğrenmeme gerek yok. Veya ben güzel okuyamıyorum ne sevap kazanacağım ki... gibi düşünceler bizi engelliyor. Oysa ki koşulsuz bir gönülle çıksak yola ne olurdu. Pek çok yol katederdik belki. Bu gönül işi mantık işi değil.
ve insan aldandı...
öyle çok şey biliğini sanır ki insan...
ve kendi düşüncesini öyle doğru bilir ki halbuki Yaratıcı'nın verdiği kadardır aklı...
Şimdi ey insan kim olduğunu sanıyorsun ki Yüce Kelam'a bile önyargıyla yaklaşıyorsun?
Allah nefisleri ıslah edicidir...
O'na dayandık..
Arapça okunsun, dinlensin veya isterse meali okunsun; tesiri çok fazla katlayacak şey Kuran'ın tesirine dair geliştirilen inanç... Gerçi böyle bir inanç olmasa bile yine tesir eder ama bizler her konudaki aceleciliğimizi bu konuda da ortaya koyuyor ve kendimizde veya başkalarında tesir arıyoruz... Oysa bıraksak kendimizi akışa, bir bıraksak ve sadece teslim etsek kendimizi okurken ve dinlerken...
Geçen bir tv de, sahur programında, bir hafızlık hocasının öğrencisine Kuran'ı Kerim'i öğretmesi uygulamalı olarak gösterildi de... Aman Allah'ım, bu kadar mı harika, içten ve kendini tamamı ile adamış olarak okur bir insan (hafız) Öyle ki bu adanmışlık gözlerine iyice sinmiş hafızın ve ben ağlaya ağlaya dinledim/izledim onların karşılıklı Kuran'ı Kerim okumalarını ve gün boyu o okuyuşun etkisinden sıyrılamadım...
Ben zannetmiyorum ki bendeki bu tesir sadece inancımdan kaynaklansın... Eminim, inanmayan bir insan bile izlese idi o programı, müthiş bir etkilenme içinde kalacak ve imana gelecekti... Bu, Kuran'ı Kerim okumanın ve dinlemenin tesirinin açık bir göstergesidir...
İbniMes’ud (r.a.) buyuruyor:
-“Kuran-i kerim okuyunuz. Çünkü her harfına iki sevab vardır. Elif lam mim bir harftır demiyorum. ‘Elif’ bir harf, ‘lam’ bir harf ve ‘mim’ bir harftır.”
Ahmed ibn Hambel (r.a.) buyuruyor:
-“Allah-u Teâla (c.c.) yı rüyada gördüm. Ve;
‘Ya Rabbi! Sana hangi şeyle yaklaşmak daha faziletlidir?’ dedim
Buyurdu ki (c.c.):
-“Kur’an-iKerim okumakla “
Dedim ki;
-“Manasını anlayarak mı yoksa anlamadan mı okumalı?”
Buyurdu ki (c.c.):
-“İster anlayarak okuyun, ister anlamayarak.”
Allah-u Teala (c.c.) buyuruyor:
-“Kim kur’an okumak, bana dua etmek ve benden bir şey istemek meşgül ederse, ona şükredenlerden daha çok sevab veririm.” Tirmizi- (Ebu Said’den.)
Hazreti Ali (r.a.) anlatıyor:
Resulullah (Aleyhisalatuvesselam) Buyurdular kı:
-”Kim kur’anı okur, ezberler, helal kıldığı şeyi helal kabul eder, Heram kıldığı şeyide haram kabul ederse Allah (c.c.) o kimseyi cennetine koyar, ayrıca hepsine CEHENNEM şart olmuş bulunan ailesinden on kişiye şefaatçi kılar.” Tirmizi. (sevabıl kur’an) Kütüb-i Sitte
Kimya-yi Saadet ( İmam-i Ğazali)
Allah-u Teâla hazretleri bizleri ve sizleri kur'an-i kerim okuyan ve kur'an-i kerim ile amel eden kullarından eylesin..Amin...
Sevgilrimle...
Biz insanlara bile aklımızla değil, kalbimizle aşık oluruz.
Peki Allah'ı niye akılla ararız?
değirmenlere karşı,fuad abi değerli yorumlarınız için teşekkürler..
arzu hal abla;kalp,Allah'ın varlığını tasdik eder etmelidir de ama akılsa yol göstericidir,O'na giden yolu bulmayı akılla gerçekleştiririz...
Bu yüzden akıl baliğ olmadıkça amellerden sorumlu olmayız da...
velhasıl aklım(n)ızı aydın,kalbim(n)izi nur eylesin Rab!
Şeytan benle de uğraşıyordu bu konuda bu sıralar... Meal de okuyorum ama arapçasını anlamıyorum nasılsa diyiveriyordum bazen...Allah razı olsun aydınlattın, hatırlattın
Yazı kadar yorumlara da hayran kaldım doğrusu. Aklımız sayesinde nefsimizi yok eder ve Allah'a bir adım daha yaklaşırız. Bana göre Allah'ın varlığını kabul etmek için aklımıza başvurmuyoruz, hatta aklımız devreye girdiği vakit, şüphe duyar ve yanlışa düşeriz. Allah'ı ancak kalbimize hissederiz ve ancak bu şekilde varlığını onaylayabiliriz diye düşünüyorum.
Teşekkürler...
Fz ablacım inşallah hakkıyla okuyanlardan olmanız ve olmamız dileğiyle,Allah sizden de razı olsun!
Karazade,yorumun için teşekkürler...
Akıl henüz çözümlenememiş bir muamma,kalpse vücudumuzdaki en önemli et parçası(Efendimiz'den(SAV))...
Bilimse bir fener gibi yolu aydınlatanan kavram...
şimdi bu üçünü birleştirecek olursak;Allah'ı kalbimizle seveceğiz,O'nu tasdik edeceğiz ancak kainat öyle ilimle öyle bilimle donatılmış ki Yaratıcı kendini tanıttırmak istemiş ve evreni harikulade yaratmış,bize düşen de aklı doğru yerde kullanarak sırati müstakim yolunda sağa sola sapmadan yürümek,hiç bir şeyin abes yere yaratılmadığının farkına varmak...
Aklın şüpheye düşmesi ise tek başına kullanılmasındandır,biz bize verilenleri kombineli çalıştırmalı,ne safderun duygularla ne de çok bilmiş akılla yola çıkmamalı,her ikisini de doğru ve zamanında kullanmak ise bizden istenen şeyin ta kendisi...
yetenekli iki arkadaşınızın iksinin de becerisinden faydalanmak istiyorsanız aralarında görev taksimi yapmak zorundasınızdır,işte akıl ve kalp de böyle...
En doğrusunu Allah ve alimler bilir elbette,
Doğru yoldan ayrılmamak ümidiyle...
Kuran okuyup da anlayamıyorum diyenlere verilen müthiş bir cevap..
Şeytan her daim devrede olduğu için anlamadan okuduğumuzda da hemen vesvese veriyor..
Rabbim bizi şeytanın yolundan gitmeyenlerden eyle
Yorum Gönder