7 Ağustos 2008 Perşembe

Bit pazarı dünya


Son günlerde hayatımızda meydana gelen ani olaylar bir mesajdı biliyorum...
İbret almamız için bir vesileydi...
Musibet görünümlü şefkat tokatlarıydı onlar...
Rahmaniydi yani...
Öyle aceleydi ki dünya,koşturmaktan yorulmuştuk...
Sınavlar,yolculuklar,kitaplar,sorular...
Boğulmuşken tam faniye...
Sarsıntı duyduk vicdanlarda,
İbrahim misali baltayla girenleri duyduk gönül yamacına,
Senden gayrı ne varsa temizlenmeliydi...
Tek şey duyulmalıydı artık bizi kendimize getiricek...
O da "ölüm"..
Ey ölüm sen ne mübareksin?
Ve ne güzel...
Necip Fazıl misali;
"Ölüm güzel şey ; budur perde altından haber ....
Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü Peygamber ?.... "

Ve ey mezar taşları çığlıkmış varlığınız oysa şimdi anlıyorum
Sen de dönüceksin ey fanı yeryüzünde böbürlenmeden yürü diyenlermişsiniz...
Sizi taştan ibaret bilenler utansın...

Bir kaç gündür sanki zaman sustu,
Akrebi kovalayan yelkovan değilmişçesine bu kez ölüm konuştu...
Sessizdi aniydi ama biz onu ayak seslerinden tanıdık..
...

Daha önceki yazımda bir intihar olayından bahsetmiştim,bizzat olaya tanık olmak beni çok sarsmışken,dün yakın bir arkadaşımız trafik kazası geçirdi,çok şükür sıyrıklarla atlattı ancak onu o an kaybetmememiz için hiçbir sebep yoktu,olayın akşamında eşe dosta haber verelim diye telefona sarılmışken başka bir arkadaşımızın kan verirken solunumunun durduğunu hayata tekrar dönmesi için baya uğraş verildikten sonra ancak güçlükle nefes alabildiğini hayretlerle dinliyorduk,ardından bize haber verilmemiş ancak aynı arkadaşın tanıdığımız bir kuzeni düşmüş ve kalça kemiğini kırmıştı 3,5 saatlik ameliyat sonrası kendine geldiğini duyunca yine şükürler dökülüyordu dillerden...
...

Necip Fazıl onu ne güzel de anlatıyordu;

"Ticaretin tüm ziyan!" diye bir ses rüyada ;
Mezarına birlikte girecek şeyi kazan !
Seni gözleyen eşya , bit pazarı dünyada,
Patiska kefen , çürük teneşir , isli kazan.

Minarede "ölü var!" diye bir acı salâ...
Er kişi niyetine saf saf namaz.. Ne alâ !
Böyledir de ölüme kimse inanmaz hâlâ !
NE tabutu taşıyan , nede toprağı kazan...

6 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Veli KOCATÜRK dedi ki...

Allah ölümünde hayırlısını nasip etsin.amin.

xxx dedi ki...

Vakit ne çabuk geçiyor. En uzun ömürle en kısası sanki bir oluyor sonunda. 10-15 sene yaşasan da, 70-80 sene yaşasan da bir. Ebedi hayat için, ebedi mutluluk için, İslam.

Adsız dedi ki...

Bu yazını dün okudum... Bugün de -dolmuşla- bir mezarlığın yanından geçerken, mezarlığın duvarlarına kalın harflerle yazılmış ölümle ilgili yazılar gördüm bir sürü; hızlıca okuyabildiğim kadarı ile okudum (hepsi de çok etkileyici idi; gidip not mu alsam acaba?)

O sözlerden biri de, senin de burda aktardığın, Necip Fazıl'ın ikiliği idi...

Hatırladığım bir tane daha var: Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz/Nasıl ölürseniz, öyle haşrolunursunuz (hadis herhalde)

Çoğumuz nasıl öleceğini merak eder; işte nasıl öleceğini merak edenlere seslenen ve kendisini bekleyen ahret gerçeği hakkında da ip ucu edinebileceği bir söz: ANLAYANA, İDRAK EDEBİLENE!

Adsız dedi ki...

"Senaryoda ölümü de oynayacaksak yönetmene itiraz etmek anlamsız."

Güzel yazınız için Rabbim sizden razı olsun...

Sevgiler

HErgun-Since-1983 dedi ki...

Allah(c.c.) dayanamayacağımız-kaldıramayacağımız yükü yüklemez bize.. O yüzden ben dua ederken "Allah(c.c.) kaza-bela vermesin" demem de "Allah(c.c.), verdiği musibetlere dayanma gücü versin ve isyan edenlerden eylemesin.." derim.. Şimdi tekrarlıyorum bu duamı..
Rabbimden, ölenlere rahmet, hasta ve kaza geçirmişlere de şifalar diliyorum..
Vesselam..