15 Şubat 2009 Pazar

Hasta mısınız?


Yaklaşık bir ay kadar bir aradan sonra yeniden yazmaya karar vermişken, size farklı bir konuyla dönmek istedim, ancak bu konuyu seveceğinizden biraz şüpheliyim, çünkü size bir hastalıktan bahsetmek istiyorum…

Hastalığın Latince adı iki kelimeden oluşuyor ;Obsesif Kompulsif
Kısaca bir şeylere takıntılı olmak diyebiliriz, kelime olarak incelendiğinde obsesif ;takıntı yaptığınız şeyi sürekli düşünmeniz, kompulsif de o şeyi uygulamanız.Örnek verecek olursak;diyelim ki el yıkamayı takıntı haline getirdiniz aşırı derecede ellerinizi yıkıyorsunuz bunu düşünmeniz obsesifliğinizin,gidip yıkamanız da kompulsifliğinizin belirtisi…


Yansıma tarzını mı değiştirdi,bu konu da nereden çıktı derseniz hemen açıklayayım;her şey aynı ancak maalesef bu hastalığı öğrendikten sonra aslında herkesin birşeylere takıntılı olduğunu bizzat müşahade ettim…
Nasıl yani herkes obsesif kompulsif mi? Allah muhafaza…Ancak aramızda gercekten bu hastalığı taşıyanlar da var,hasta olmayıp ama mutlaka abesle iştigal sadedinde bir şeylere takmış,takılı kalmış olanlar da…elbette her kötü şeyin bir zıddı olacağı gibi bu hastalık da iyi yönde kullanılabiliyor bu yüzden ikinci şık olarak hayat bir takıntıdan ibaretse ben de mukaddesatımı göğsüme bir madalyon gibi takarım diyenler de var…
Biz hangi gruba dahiliz?....işte yansıma nın sorusu bu!!!


Peki ya siz hangi gruba dahilsiniz???

Hastalığın şiddeti artmış olanlar;
Firavunlar Musalar’a…
Kuyular Yusuflar’a…
Ateşler İbrahimler’e…
Kötüler iyilere obsesif!

Şeytan mü’min ’e…
İsrail,Filistin’e…
Zulmet,mazluma…
Karanlık aydınlığa kompulsif bu dünyada heyhat!


Makam mansıp yarışı uğruna insanların hayatlarını hiçe sayan nice hasta(!)diktatörler gördü de bu arz,üzerinde barındırıyor olmaktan utandı...

Hedeflerinde insan avı varken,takıntıları sizden farklıyken başınızın üzerindeki elmayı görmelerini bekleyemezsiniz onlardan çünkü onların takıntısı elmadan daha fazlası;kan ve gözyaşı ...


Peki ya diğer grup?

Evet,onlar da takıntılılar,onların da taktıkları düşünceler,takılınması gerekli kaideleri var,

işte onlardan bir nefes sunacak olursak; illa takacak takılacaksak ya da hayat bir takıntıdan ibaretse, bize hem bu dünyada hem de ukbada fayda getirecek şeylere takmalıyız diyorlar;


bu dünyaya neden gönderildim'e takmalı,

madem gönderildim nasıl yaşamalıyım'a geçmeli sonra,

orda biraz oyalandıktan sonra kul olma sürecim takılmalı aklıma,

sonra kalbimi yoklamalıyım yerinde mi bakmalıyım ,

öyle ya o kadar çok yollarda takılıp kaldım ki kalbim de en az benim kadar bir yerlere takılı kalmış olabilir sorgulamalıyım...


işte ikinci grup da bişeylere takmış durumda sevgili blog okuyucuları...

şimdi bu durumda ne dersiniz siz de hasta mısınız?

aman efendim geçmiş olsun...:)

4 yorum:

BüYüKGüZeL dedi ki...

ben çok şükür hasta değilim =))

Zehra Fındıklı dedi ki...

sevgili yansıma, uzun bir süreden sonra muhteşem bir dönüş oldu. Maşallah demeden geçemeyeceğim.
Bu yazıyı okuduktan sonra bende hasta olduğuma karar verdim.:)) Dikkat nazarıyla bakarsak şu ahir zamanda sağlıklı insan bulmak biraz zor gibi.. Allah razı olsun canım selametle...

Adsız dedi ki...

İkinci gurubu okuyunca, takıntılı olduğumu daha net olarak fark ettim.:)
Ben insanlığın uçuruma gidişine ve giderken yanlarınada başkalarını da götürmek isteyişine, bu işi sevinç nidalarıyla yapmalarına, uyaranlara deli gözüyle bakmalarına yönelik takıntılara sahibim galiba.
Kişisel bir dert gibi, insanlığın düştüğü bataklığa bakıp gögsüm daralıyor. Demek ki buna da taktım.
Ne çok takıntım varmış aslında.
Yoksa ben takıntılı bir hasta mıyım?
"Sahabeyi görseniz deli zannederdiniz." gibi bir söz hatırlıyorum ama hadis miydi çıkartamadım şu an.
Mehmet Akif gibi, Necip Fazıl vs. gibi kafamızdakı bu sancılardan( takıntlardan) Kurtulunca mı yoksa onlarla mı insan olmaya yaklaşıyoruz?
Yo yok, biz kökten takıntılıyız...

yansıma dedi ki...

Sevgili Büyükgüzel kerdeşim bu kadar emin olma diyeceğim,belki de ikinci gruptaki hastalara giriyordur senin ki de...(ben de insanları illa hasta yapmaya taktım galiba:)

Zehra abla,size de geçmişler olsun efendim:)yorumlarınız teveccühünüzdür...Allah cümlemizden razı ola...

Lavantin,öncelikle yorumun hakikat gamzediyor...
yazdıkların aslında kişisel bir dertten öte,insanlığın derdi,ancak insanlar bununla dertli mi işte bundan çok emin değilim,ancak sayıları az olsa da sizin gibi düşünenleri duydukça,gördükçe geleceğe dair ümidimiz artıyor...
Takıntının böylesine can kurban:),selametle...